Biz
evde hiç yemeksiz kalmadık anne.
Çünkü
sen iki elin kanda da olsa en basitinden bir menemen bile hazırlayıp koydun
önümüze.
Ben
eve geldiğimde sende evdeydin.
Böyle
mi gördün ananemden bilmiyorum.Çocuklar eve geldiyse anne de evde olmalıdır.
Sokaktan
geldiğimi komsunun penceresinden gördüğünde bile pire gibi zıplar gelirdin.
Evet
sen pire gibisin.Red Kit bile dediler sana.Haksızlığa gelemeyen,adaletli bir insan olduğun için.Tabi Red Kit’in agzında her daim sigara bulundugundan da
olabilir.( şimdi azalttın aferim kız sana.)
Tertemizsin.
Sportifsin.Bisiklete atlar akşam gezerdin bende popomu büyütürdüm.
Çabuk
sinirlenirsin ama dünyanın en merhametli annesisin.
Bana
da senden geçmiş hemen ağlama huyu.
Seninle
bu yüzden adam gibi kavga edemedim ama
neden böyle diyosaaannn üühühüüüü diye
zırlamaya başlar,gerisini getiremezdim çünkü ama sen hakkını verir konustukça
konusur bagırdıkça bağırırdın.Ohhhh iyi yapmışsın,iyice s*çsaydın ağzıma keşke.
Kim
once ölür bilmiyorum ama lütfen sen benden once ölme.
Bende
senden once ölmiyim çünkü bilirim sen zaten yaşayamazsın.
Ben
bir gün kirli bir kıyafet görmedim evde.Şaka olmalıyım sanki bir toz tanesi gördüm
de kirli kıyafet görecegim.Salak ben.
Eline
ne zaman para geçse evimiz için bir şeyler aldın,yuvamızı daha da sıcak yaptın.
Ne
kendine bir giysi ne de bakım ürünü aldın.( çıplak ve çirkin dolaşmıyo tabiki
benim annem,kırarım agzınızı burnunuzu,başka bişeyden bahsediyoruz burda
heralde )
Sobamız
varken odunu sen kırdın,4 yıl öncesine kadar tüm evi sen boyadın.
Sen
nasıl bir insansın,nasıl bir annesin ?
Sinirin
dağlarda volkan patlatır,çocuklarına olan sevgin gökten yağmur yağdırır.
Sen
her ben sizin için yaşıyorum
dediğinde,benim içime içime iğneler batıyor.
Sorumluluğum
artıyor sanki.Sana karşı yalnıs bir şey yapmamalıyım diyorum.
Bir
de sana her yalan söylemek zorunda oluşumda kendimden nefret ediyorum bir
zamanlar senden de nefret etme salaklığını,küstahlığını,b*k kafalığını
gösterdiğim gibi.Ama lisede biz böyle değildik anne.Hep kavga ettik.Aslında sen
aynıydın ama ben bugunkü susam değildim.Şimdi bana bir tane geçerli kavga
sebebi söyleyin deseniz hatırlamam.Bir tanesi benim şu anda hayatımın en buyuk
pişmanlıklarımdan biri olan bir ilişkimle ilgiliydi.Yıl 2006.Yaş 18.Gerzeğin
tekine kapılmışım ( o zamanlar laf edeni gebertirim,gözler de kör tabiki)Anacım
diller döktü,gözyaşları kurudu sövdü,bagırdı,güzel güzel de konustu ama
ben -olması gereken buymus diyorum
şimdi-tabiki o zamanlar dinlemedim. Karşı geldim.Anladınız durumu işte tipik
anne sözü dinlemeyen insanın eninde sonunda gerçeği gözyaşlarıyla kabullenme ve
öğrenme durumu oldu çok da uzatmaya gerek yok.
Şimdi
her sözünü dinliyor muyum senin?Hayır.
İkimizin
de yetişme tarzı,mantalitesi,değer yargıları çok başka çünkü.
Kendimden
de ödün vermiyim diyorum işte sende anla azıcık.
Şimdi
sana bagırmıyor muyum?Dilim kopsun bagırıyorum ama sonunda gülüşüyoruz artık
çoğu zaman.
Büyüdüğüm
için seviniyorsam sadece seni çok iyi anladıgım içindir bu.
Tabi
bir de güzel kız oldum falan bunun için de olabilir ^^
Evimiz
askeri lise düzeninde olabilir.Sen çok titiz olabilirsin ama gelen
misafirleirmiz hep rahat etmiştir evimizde.Ben senin kadar iyi misafir
ağırlayan baska bir kadın tanımadım.Gerçi yazın evimize
gelenler içerinin terliği ile balkonun
terliği ayrıdır kuralımızı hiç anlamadılar bu yüzden bize garip garip
baktılar ama olsun onları yine seviyoruz di mi anne?….Anne?.. Ses yok demekki
silmiş hayatından.Devam edelim.
Bir
insanın elinden her iş gelir mi?Gelir o eger benim annemse.
Bir
tek paçalarımı sağlam dikemedin gecen hafta farkettim.Otur da kendin dik eşşşşooğğğluueşşeekk deme diye demedim sana.
Ya
kadın gezmeye gitmiyor aksam kızım geldiğinde evde yemek olsun diye.(
böylelikle I can not cook ama olsun. )
Klasik
ötesi bir söz vardır,her insanın annesi
kendine özeldir diye.
I
ıhh katılmıyorum buna.Yani tabiki özeldir özel olmasına ama iş anneliğe gelince
her kadın anne olamıyor; biliyorum,görüyorum.
İnşallah
senin gibi bir anne olurum.Ama kusura bakma,torunun kendine öz güveni olan bir
cocuk olarak yetişecek.Kendi dairemden(çizgisel olarak) dışarı çıkabilecek.Benim
gibi yaramaz ,aksam olunca eve
girmez,cocuklarla kavga eden,muzur ve üçkağıtçı bir çocuk nasıl olur da bu kadar
korkak olur,bilmiyorum.Aslında bunun seninle bir ilgisi yok.Acaba yediğim
dayakların neticesinde beynimde bir kaç duygum mu hasar gördü bilmiyorum.
(
Jane burada sana soruyorum,var mı bole bi ihtimal ? )
İnce
düşünceli ve çok duygusal bir kadının anneliği kötü olmaz aksine annelik
mesleğinde
çok
iyi oldugu için cocuklarıyla kavga eder durur.
Ne
zaman yeni bir fikirle karşına çıksam once
mutlaka itiraz eder kızarsın.
Evde
kıyametler kopar ama sonra alışırsın fikrime,isteğime,durumuma.
Bir
de şey,hangi yılın yazı bilmiyorum.Apartmanın merdivenlerinden inerken sana
agzımı yaslamıstım sebebini hatırlamıyorum,sende terlik atıp baldırımı kızartmıştın
ya işte o zaman içimden salak aptal
gerizekalı demiştim.Dilim tutuşsun.
Son
olarak,iyiki biz seninle arkadaş olmamışız.
Yoksa
senden yüz bulurdum yeminle.Bulur bulur sapıtırdım.
Sana
böylesine saygı duyamazdım.Senden korkamazdım.
Evet
abartmayacak şekilde olursa,korku iyidir.Çakraları hep açık tutar.Ama dediğim
gibi iyi ayarlarsanız bu durumu.
Sigaraya
daha once başlamadıysam bu annemin korkusundandır.
Yalnıs
anlaşılmasın kullanıcı değil,ara ara kahveyi ve dost buluşmalarını bahane ederek
içen özentilerdenim bende sadece.
Son
olarak demiştim ama bitiremedim.
Yine
diyeyim.
Son
olarak, annem,Halide’m,sonsuzum( isminin anlamı da sonsuz ,yirim ) ne iyi
birisin kız sen.
Ayağına
çaydanlık girdiğinde bile evin temizliğini düşünen tek kadın olarak dünyaya
yayıcam namını. ( tabi zaten yıllık ortalam 3,500 kadının ayagı caydanlığa giriyor.
)
|
melabaa |